
Efsaneye göre tanrı kendisine ulaşmaya
çalışan insanların kendini beğenmişliğine kızar ve o zamana kadar aynı
dili konuşmakta olan insanların dillerini karıştırarak birbirlerini
anlamalarını engeller. Kulenin yıkılışı Tevrat’ta anlatılmaz ancak
Jubilees veya Leptogenesis olarak bilinen Yahudi belgelerinde anlatılır.
Dini bir bakış açısıyla bu öykü sıklıkla
insanın kusurluluğunu, tanrının kusursuzluğu ile kıyaslamak ve
dünyadaki yüzlerce dilin kökenini açıklamak amacıyla kullanılır.
slami
kaynaklarda ismi verilmemekle beraber Kur’an’da Babil Kulesi’ne benzer
bir kuleden bahsedilir. Hikaye Tevrat’taki ile benzer olmasına rağmen
Babil’de değil, Musa’nın yaşadığı dönemde Mısır’da geçer. Firavun
Haman’a, kendisine kilden bir kule inşa etmesini, çıkıp Musa’nın
tanrısına bakacağını söyler.
Kur’an’da Babil şehrinden Bakara Suresi, 102. ayette bahsedilir.
Harut ve Marut isimli iki melek, insanları imtihan etmek için Allah
tarafından babil’e gönderilirler. Burada insanlara sihir öğretirler.
Melekler sihrin küfür olduğunu söyledikleri halde insanlar sihir
öğrenmekte ısrar ederler ve karı-kocayı ayırmaya yarayan sihirler
öğrenirler.
Babilden Yakut el-Hamavi’nin
yazmalarında ve Lisan el-Arab’da bahsedilir. Öyküye göre tüm insanlar
rüzgarın önüne katılarak bir yerde toplanırlar. Buraya sonradan Babil
denir. Babil’de insanlara Allah tarafından değişik lisanlar tahsis
edilir ve yeniden rüzgarla geldikleri yerlere dağıtılırlar.
9. yy İslam tarihçilerinden
el-Tabari’nin “Peygamberler ve Krallar Tarihi” adlı eserinde daha
detaylı bilgi verilir. Öyküye göre Nimrod Babil’de bir kule inşa
ettirir. Allah bu kuleyi yıkar ve o zamana kadar aynı dili konuşan
insanların dilini 72′ye ayırır. 13. yy. İslam tarihçilerinden Ebu
el-Fida da aynı öyküden bahseder ve İbrahim’in atası Hud’un kendi dilini
(İbranice) muhafaza etmesine izin verildiğini ekler. Zira Hud kulenin
inşasına katılmamıştır.
Yüksekliği
Babil Kulesi’nin temelleri 90 metre
genişlikteydi. Kule, 90 metre yüksekliğinde ve 7 katlı idi. Birinci katı
33, ikinci katı 18, üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı katları 6, en
üst katı ise 15 metre yüksekliğindeydi. 85 milyon tuğladan ve pişmiş
tuğla harcından yapılan kulenin çevresinde rahip sarayları, ambarlar,
konuk odaları, Tanrı Marduk adına yapılmış bir diğer tapınak olan
Esagila’ya giden aslanlı geçit ve dini tören yolu vardı. Esagila 20
metre yüksekliğinde, 450 metre eninde ve 550 metre boyundaydı.
Bugün, Tevrat ve İncil’de de bahsedilen Babil Kulesi’nden geriye hiçbirşey kalmamıştır.
Bugün, Tevrat ve İncil’de de bahsedilen Babil Kulesi’nden geriye hiçbirşey kalmamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder